ter kokuyordu Çukurova tarlaları,
irgat türküleri duyuluyordu uzaktan;
ekin biçiyordu yalınayaklı köy kızları
elleri kabarıyordu oraktan
gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;
yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu
kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları;
silah sesleri geliyordu Şırnaktan
oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;
tütünler tedirgin olmuştu ocaktan
cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;
garipler köyünde bir gelin düşünüyordu
yosun kokuyordu karadenizin mavnaları;
oynak havalar dökülüyordu parmaktan
buz gibi bir soğuk biçiyordu baharı;
dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan
ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu
bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu
Şehvet kokuyordu egenin bereketli ovaları;
körpe bedenler soyuluyordu ahlaktan
tedirgin etmişlerdi bizim havaları;
yadırgı sesler geliyordu plaktan
Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;
bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.