her şey yerli yerinde; havuz başında servi
bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan,
eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan,
sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi
her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
serpilen aydınlıkta dalların arasından
büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
sessizlik dokunuyor bir yerde yaprak yaprak?
biliyorum gölgede senin uyudugunu
bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
hazların aleminde yumulmus kirpiklerin
yüzünde bir tebessüm bu ağır ögle sonu.
belki rüyalarındır bu taze açmıs güller,
bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde,
bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde,
rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner.
her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan,
bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan
kuru güz yaprakları ucusuyor rüzgarda.