ne içindeyim zamanın
ne de büsbütün dışında;
yekpare geniş bir anın
parçalanmış akışında,
bir garip rüya rengiyle
uyumuş gibi her şekil,
rüzgarda uçan tüy bile
benim kadar hafif değil.
başım sukutu öğüten
uçsuz, bucaksız değirmen;
içim muradıma ermiş
abasız, postsuz bir derviş;
koku bende bir sarmaşık
olmuş dünya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir ışık
ortasında yüzmekteyim