kirazlı mescit sokağı
haliçe doğru iner
yoksuk ahşap evler
cumbalı pencereler
yol üstünde kadınlar
oturmuş örgü örer
asmalı kahve önünde
Çatık yüzlü erkekler
fabrika dönüşü, yorgun bir kırıtmayla
geçer solgun giysili kızlar
kürtçe bir şeyler konuşur
köşe başlarında delikanlılar
yüz yaşında bir hamal
yüz kiloya didişir
minnacık oğlanlar
Çöpllükte küfürleşir
konuşsam bu bebelerle
söyleyebileceğim ne var
naylon talaşı topluyor
kışın yakmak için bir ihtiyar
kirazlı mescit sokağı
bir sokak, yoksul İstanbuldan
aklımda bu dizeler
geçtim bir ikindiüstü ordan