-niyazi nihata-
gökyüzü bulutsuz mavi bir ülke
Çırpınır köpükle lacivert deniz
karşıki sahiller bir renksiz gölge
her taraf uyuyor her taraf sessiz
siyah kayalarda bükülmüş beli
ak saçlı ana gözleri nemli
ufukta bir küçük beyaz yelkenli
görünce semaya açıldı eli
tam bugünle dört gün oldu gideli
oğlum hasan daha hala gelmedi
poyraz vardı deniz olmuştu deli
gitme dedim gitme o dinlemedi
anne bu poyrazın üç gün elinden
aç yattık katıksız ekmek yedin sen
südünü hiç helal eder mi ana
onu aç yatıran nankör oğluna
kocamı da yediydi aç gözlü deniz
kundakta oğluma ağladım sessiz
oğlumu ayırma benden allahım
“hasan”ı isterim senden allahım
duası bitmişti indi kayadan
dedi: acır bana elbet yaradan
günler böyle geçti gelmedi oğlu
matemli gözleri yaş ile dolu
bir sabah ayşeyi buldular ölü
kınalı saçları köpük örtülü