Dağ Yolu
benden kısadır boyun bir köy otobüsünün dağa tırmanması gibi uzanırsın dudaklarıma katılmaz oldu nicedir yolum tozu dumanına
benden kısadır boyun bir köy otobüsünün dağa tırmanması gibi uzanırsın dudaklarıma katılmaz oldu nicedir yolum tozu dumanına
yaşlı bir devrimci düşürmez hiç ağzından özgürlük kelimesini ve yatmadan önce bir bardak su yerine denize bırakır takma dişlerini……..
bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktiği çukuru güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin dogrulugu kadar beni senin gibi bir de annem terketmisti ki göbegimde durur onun yoklugundan bana kalan çukuru……..
ne yak mektubun ucunu ne sevgini sayfalar dolusu dile getir zarfı kapatırken yalnız kuytu dudaklarını çokça değdir. — — —
kumtaneciği kaçtı diye gözüne emir veren generalin iki dakika daha cok yaşadı insanları o şanslı kentin — — —
İskelenin altına sığınan deniz bırak artık saklanmayı savaş gemileri çoktan geçip gitti…….