Tag Archives: bile

Bi Sen Eksiktin Ay Işığı

bileklerimizi morartmiş yeni alman kelepçeleri, otobüsün kaloriferleri bozuldu kamandan sonra sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik, başımızda perensip sahibi bir başçavuş. niğde üzerinden adana cezaevine gidiyoruz… bi sen eksiktin ayışığı gümüş bir tüy dikmek için manzaraya!

Güzele

dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık yalnız senin küçücük elinle yalnızlık kandilli ilkokulu kadar kalabalık zilleri çaldığında düşlerinin sınıfların kapıları ardına kadar açık gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin haklı sınıfları belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan kitaplar varya onlardan Öğrenmiş marxı, gümüş balıkları ve belki de onun için o kadar, o kadar aydınlık… Read More »

Otuz Beş Yaş

yas otuz beş! yolun yarısı eder. dante gibi ortasındayız ömrün. delikanlı çağimızdaki cevher, yalvarmak, yakarmak nafile bugün, gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? benim mi allahım bu çizgili yüz? ya gözler altındaki mor halkalar? neden böyle düşman görünüyorsunuz; yıllar yılı dost bildiğim aynalar? zamanla nasıl değişiyor insan! hangi resmime baksam ben değilim:… Read More »

Aşk iki kişiliktir

değişir rüzgarın yönü solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi boşuna bir liman arar; gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına aşk iki kişiliktir. bir anı bile kalmamıştır geceler boyu sevişmelerden; binlerce yıl uzaklardadır binlerce kez dokunduğun ten; yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek… Read More »

Annem yok artık- 2

anne diyemeyeceğim artık bir başkasına, sesimin anneme seslenirkenki tonuyla tatil dönüşlerinde annemin uğrayacağım evi yok, beni seven birileri olacak mı yine de gidip koşulsuz uzanacağım bir yatak, saçlarımı okşayacak bir el ama ben anneme de bütün bütüne bırakamadım kendimi saçlarımı okşarken, yorulur şimdi bırakır şimdi diye düşünürdüm ve çılgınca yaramaz, beyni boş denecek kadar yaramaz,… Read More »

Ne İçindeyim Zamanın

ne içindeyim zamanınne de büsbütün dışında; yekpare geniş bir anın parçalanmış akışında, bir garip rüya rengiyle uyumuş gibi her şekil, rüzgarda uçan tüy bile benim kadar hafif değil. başım sukutu öğüten uçsuz, bucaksız değirmen; içim muradıma ermiş abasız, postsuz bir derviş; koku bende bir sarmaşık olmuş dünya sezmekteyim, mavi, masmavi bir ışık ortasında yüzmekteyim