Tag Archives: bir

Gövdemdeki Kurt

sen benim minare boyunda çam gövdeme, yumuşak beyaz bir kurt gibi girdin, kemirdin! ben barsaklarında solucan makdonaldı besleyen İngiliz amelesi gibi taşıyorum seni içimde! biliyorum kabahat kimde! ey ruhu lordlar kamarası kadın! ey uzun entarili tüysüz puankare! karşımda: demirleri kıpkızıl bir şimendifer ocağı gibi yanmak senin en basit hünerin; yine en basit hünerin senin buzun… Read More »

Giderayak

giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak. ceylanı kurtardım avcının elinden ama daha baygın yatar ayılamadı. kopardım portakalı dalından ama kabuğu soyulamadı. oldum yıldızlarla haşır neşir ama sayısı bir tamam sayılamadı. kuyudan çektim suyu ama bardaklara konulamadı. güller dizildi tepsiye ama taştan fincan oyulamadı. sevdalara doyulamadı. giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak

Dünyanın En Tuhaf Mahluku

akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı rahat. ve sönmüs bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye. dünyanın en tuhaf… Read More »

Davet

dörtnala gelip uzak asyadan akdenize bir kisrak basi gibi uzanan bu memleket bizim! bilekler kan içinde, disler kenetli ayaklar çiplak ve ipek bir haliya benzeyen toprak bu cehennem, bu cennet bizim! kapansin el kapilari bir daha açilmasin yok edin insanin insana kullugunu bu davet bizim! yasamak bir agaç gibi tek ve hür ve bir orman… Read More »

Çankırı Hapishanesinden Mektuplar-5

saat beşte akşam oluyor : insanın üstüne doğru yürüyen bulutlarla. yağmur taşıdıkları belli. birçoğu elle tutulacak kadar alçaktan geçiyorlar… bizim odanın yüz mumluğu, terzilerin gaz lambası yandı. terziler ıhlamur içiyorlar… kış geldi demektir… Üşüyorum. fakat kederli değilim. yalnız bize mahsus bir imtiyazdır : kış günleri hapisanede, sade hapisanede değil, bu kocaman bu ısınası bu ısınacak… Read More »

Çankırı Hapishanesinden Mektuplar-4

sıcaklar bildiğin gibi değil ve ben ki yalı uşağıyım, deniz ne kadar uzak… İkiyle beş arası cibinliğin altına uzanarak ter içinde kımıldanmadan gözlerim açık dinliyorum sineklerin uğultusunu. biliyorum : şimdi avluda duvarlara çarpıyorlardır suyu, kızgın, kırmızı taşlar tütüyordur. ve dışarda, otları yanmış kalenin eteğinde bir kezzap aydınlığı içindedir simsiyah kiremitleriyle şehir… geceleri birdenbire rüzgâr çıkıyor.… Read More »