Tag Archives: bir

Sevgi Duvarı

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde altınbaş, altın zincir, fasulye pilakisi ardımızda görevliler, ekipler, hızır paşalar… Read More »

Maskulinizma

yasamak ne guc seymis kadinlar ogrettiler bana basta anam hamamda kaynar sular dokerek basimdan… onlar uyandirdilar beni cocukluktan erkek olup ustlerine cikayim diye… bu oyle bir esatir ki hem yesir tuccari olacaksin, hem yesir… ve vucutlarinin akkagitlarina yazdigim o siir degil, met-cezir… kadinlar dogurdular beni bagira bagira gine onlar oldurecekler beni asktan bagirta bagirta…

Martılar Ki…

günlerdir körköstebek nefsimle öyle hırlı ve öylesine harlı ki esrik nefesim bir kibrit tutsam parlayacak. bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış boğazın iki yakasından oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavg gelişi güzel mi güzel bir ocak suların ortasında sevgili öfkemle benim yanacak bahar erişinceye değin soğuktan morarmış kanatlarını ısıtsın diye martılar martılar ki sokak… Read More »

İnsan Resmi

yeraltı günleri bunlar kör yılı köstebek ayı siyah önlüklü bir güneş ayazda okula gidiyor dizilmiş danaburunları iki keçe islıklıyorlar bebeyi Çepeçevre boynumda sıçandişi bir bahçe oynuyorlar iki roma bir paris bir peking karım en çok soğuk harbi seviyor Çocuklarımızdan yaşamların kapısında kuyruk olmuşuz Önde emirerleri memede piçler sütsüz analar akşam oldu memur çıktı kapıya mal… Read More »

Güzele

dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık yalnız senin küçücük elinle yalnızlık kandilli ilkokulu kadar kalabalık zilleri çaldığında düşlerinin sınıfların kapıları ardına kadar açık gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin haklı sınıfları belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan kitaplar varya onlardan Öğrenmiş marxı, gümüş balıkları ve belki de onun için o kadar, o kadar aydınlık… Read More »

Ellerimde Bir Göztaşı

ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde giritli bir ölümüm varmiş, bir balıkçı fitil gibi patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış… Read More »