Tag Archives: bu

Leylim Leylim

leylim leylim, dünyamızın yarısıal-yeşil bahar,yarısı kar olanda,gene kavim-kardaş, can-cana düşman,gene yediboğum akrep, sarı engerek,alnımızın aklığında puşt işi zulümve canım yarı geceler,Çift kanat kapılarına karşı darağaçlarımapushanede çeşmeyandan akar olanda,gelmiş, yoklamış ecel,kaburgam arasından,yoklasın hele.. Çağıdır can dayanmaz,Çağıdır, en çalat, en asıcehennem koncası memelerinin. Çağıdır, kırk gün kırk gecekolların boynuma kemendne canım, kötüye inat.vaaah ki ne desem?kurşunları namluya… Read More »

Vay Kurban

dağlarının, dağlarının ardı, nazlıdır. uçurum kıyısında incecik bir yol gider dolan-dolana, bir hastan vardır, umutsuz, belki ayşe, belki elif endamı kuytuda başak, memesinin, memesinin altında, bir sancı, bir hayın bıçak… Ölüm bu, fukara ölümü geldim, geliyorum demez. ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü, ya da seher, mahmurlukta, bakarsın, olmuş olacak. bir hastan vardı umutsuz,… Read More »

Otuzüç Kurşun -2

yokuşun dibinden bir tavşan kalktı sırtı alaçakır karnı sütbeyat garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı yüreği ağzında öyle zavallı tövbeye getirir insannı tenhaydı, tenhaydı vakitler kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı baktı otuzüçten bire karnında açlığın ağır boşluğu saç, sakal bir karış yakasında bit, baktı kolları vurulu, cehennem yürekli bir yiğit, bir garip tavşana, bir gerilere. düştü nazlı… Read More »

Otuzüç Kurşun -1

bu dağ mengene dağıdır tanyeri atanda vanda bu dağ nemrut yavrusudur tanyeri atanda meruda karşı bir yanın çığ tutar, kafkas ufkudur bir yayın seccade acem mülküdür doruklarda buzulların salkımı firari güvercinler su başlarında ve karaca sürüsü, keklik takımı… yitik inkar gelinmez teke-tek döğüşte yenilmediler bin yıllardan bu yan, bura uşağı gel haberi nerden verek turna… Read More »

Merhaba

gün açar, karın verir yağmurlu toprak. İncesu deresi, merhaba. saçakta serçeler daha çılgındır, bulutlarda kartal, daha çalımlı. koparır göğsünden bir düğme daha, tezkere bekliyen biri. İncesu deresi, merhaba. genç bayraklar vardır, barış düşünür, kuyularda işçi, mavilikleri. ben hepsini düşünürüm, yirmidört saat ve seni düşünürüm, karanlık, hırslı… seni, cihanların aziz mevyası. İlan-ı aşk makamından bir mısra,… Read More »

Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden

yiğit harmanları, yığınaklar, kurulmuş çetin dağlarında vatanların. dize getirilmiş haydutlar, hayınlar, amana gelmiş, yetim hakkı sorulmuş, hesap görülmüş. demdir bu… demdir, derya dibinde yangınlar, kan kesmiş ovalar üstünde mayıs… uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde, Çelik kadavrası koruganların. Ölünmüş, canım, ölünmüş, murad alınmış… gelgelelim, beter, bize kısmetmiş. Ölüm, böyle altı okka koymaz adama, susmak ve beklemek, müthiş… Read More »