İyimserlik
Şiirler yazarım basılmaz basılacaklar ama bir mektup beklerim müjdeli belki de öldüğüm gün gelir mutlaka gelir ama ne devlet ne para insanın emrinde dünya belki yüz yıl sonra olsun mutlaka bu böyle olacak ama
Şiirler yazarım basılmaz basılacaklar ama bir mektup beklerim müjdeli belki de öldüğüm gün gelir mutlaka gelir ama ne devlet ne para insanın emrinde dünya belki yüz yıl sonra olsun mutlaka bu böyle olacak ama
yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler, dalga dalga aydınlık oldular, yürüdüler karanlığın üstüne. meydanları zaptettiler yine. beyazıtta şehit düşen silkinip kalktı kabrinden, ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını yıktı Şahmeranın mağarasını. daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
sen benim minare boyunda çam gövdeme, yumuşak beyaz bir kurt gibi girdin, kemirdin! ben barsaklarında solucan makdonaldı besleyen İngiliz amelesi gibi taşıyorum seni içimde! biliyorum kabahat kimde! ey ruhu lordlar kamarası kadın! ey uzun entarili tüysüz puankare! karşımda: demirleri kıpkızıl bir şimendifer ocağı gibi yanmak senin en basit hünerin; yine en basit hünerin senin buzun… Read More »
akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı rahat. ve sönmüs bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye. dünyanın en tuhaf… Read More »
dörtnala gelip uzak asyadan akdenize bir kisrak basi gibi uzanan bu memleket bizim! bilekler kan içinde, disler kenetli ayaklar çiplak ve ipek bir haliya benzeyen toprak bu cehennem, bu cennet bizim! kapansin el kapilari bir daha açilmasin yok edin insanin insana kullugunu bu davet bizim! yasamak bir agaç gibi tek ve hür ve bir orman… Read More »
saat beşte akşam oluyor : insanın üstüne doğru yürüyen bulutlarla. yağmur taşıdıkları belli. birçoğu elle tutulacak kadar alçaktan geçiyorlar… bizim odanın yüz mumluğu, terzilerin gaz lambası yandı. terziler ıhlamur içiyorlar… kış geldi demektir… Üşüyorum. fakat kederli değilim. yalnız bize mahsus bir imtiyazdır : kış günleri hapisanede, sade hapisanede değil, bu kocaman bu ısınası bu ısınacak… Read More »