Müzmin bir şaire
bir beyaz rustan kapmışbir tepebaşı otelinde Şiirigayrı ne permanganat ne antibiyotikbir akıntıdır gidiyor sittin senedirgözünden yaş geliyor su dökerken bile belini doğrultmak için türk ŞiirininÇekiyormuş bu çekilmez çileyi,yoksa çaldığı gibi başından büyük bir taşakırarmış çoktanpelikan marka dolma kalemini bakarak bu Çağdaş ve de cardaş Şairehiç de zührevi değilmiş meğer zühre! (rengahenk)