Tag Archives: pusu

Unutmadık

yaralı bayramlar geçti mevsimler, bütün anlamlarıyla yüreğin koyu yerinde birikenler kendi takvimleriyle gelip geçtiler gelip geçti şehirler ve ölüler unutmadık topraktan çobanyıldızına değin hey yer her şey mümkündü nazım kadar coşkulu aragon kadar aşık lorca kadar yaralıydık unutmadık orada bir coğrafya yağmalanıyor orada gazetelerin ofset baskısı orada yeniden yazıyorlar 835 satır ve umudunu kaybetmeyen şehirler… Read More »

Emirganda Çay Saati

ceragan sarayindan buyukdereye usumek sonbaharinda eski cinarlarin uzadigi yerlerde gizlice aksamlarin baslayip adeta kendini dinlemeye kafeslerin ardinda bol gozlu bir kadin ansizin giydirilmis ipek feraceye bir cay yalnizligi emirgandan oteye degdikce isindigi yaldizli bardagin nedimden yansimasi tatyos efendiye tenha bir genc kiz sesiyle hicazkarin kuytularda curudugu bagdadi yalilarin yorgun sarmasiklariyla sarkmis bahceye soguk kuslar gibi… Read More »

Diyarbekir Kalesinden Notlar Ve Adiloş Bebenin Nin

1. varamaz elim ayvasına, narına can dayanmazken, kırar boynumu yürürüm. kurdun, kuşun bileceği hal değil, sormayın hiç laaaaal… kara ferman çıkadursun yollara, yarin bahçesi tarümar, kan eder perçem olancası bir tutam can, kadasına, belasına sunduğum, ben öleydim loooy… elim boş, ayağım pusu. bir ben bileceğim oysa ne afat sevdim. bir de ağzı var dili yok… Read More »