Tag Archives: saat

Viran diyar

gündüzsüzüm her saatım bir siyah geceburda ömrün hiç zevki yok hicranları çokrast gelmedim bu illerde gülen bir genceher şey kalbi kemiriyor bir zehirli ok kime baksam gözlerinde derin bir kin varbenliğinin ta içinden yaralı herkesbu vatanda pek ateşli esiyor rüzgarher ocaktan yükselmekte bir hummalı ses bu elemin sebebini her kime sorsamviran ücra ufukları bana gösterdiburaları… Read More »

Merhaba Çocuklar

nâzım, ne mutlu sana cân ü gönülden, ferah ve emin, «merhaba,» diyebildin. sene 940. aylardan temmuz. ayın ilk perşembesi günlerden. saat : 9. mektuplarınıza böyle mufassal tarih atın. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki en kalın kitaptan çok yazısı var : ayın, günün ve saatın. merhaba, çocuklar. bir geniş bir büyük «merhaba» demek, sonra bitirmeden sözümü… Read More »

Gözlerin

gözlerin gözlerin gözlerin ister hapisaneme, ister hastaname gel, gözlerin göozlerin gözlerin hep güneşte, şu mayıs ay sonlarında öyledir işte antalya tarafında ekinler seher vakti. gözlerin gözlerin gölzerin kaç defa karşımda ağladılar çırılçıplak kaldı gözlerin altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve cırılçıplak, fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar. gözlerin gözlerin gözlerin, gözlerin bir mahmurlaşmaya görsün… Read More »

Çankırı Hapishanesinden Mektuplar-5

saat beşte akşam oluyor : insanın üstüne doğru yürüyen bulutlarla. yağmur taşıdıkları belli. birçoğu elle tutulacak kadar alçaktan geçiyorlar… bizim odanın yüz mumluğu, terzilerin gaz lambası yandı. terziler ıhlamur içiyorlar… kış geldi demektir… Üşüyorum. fakat kederli değilim. yalnız bize mahsus bir imtiyazdır : kış günleri hapisanede, sade hapisanede değil, bu kocaman bu ısınası bu ısınacak… Read More »

Çankırı Hapishanesinden Mektuplar-1

saat dört, yoksun. saat beş, yok. altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi ve belki kim bilir… hapisane avlusunda bir bahçemiz vardı. sıcak bir duvar dibinde on beş adım kadardı. gelirdin, yan yana otururduk, kırmızı ve kocaman muşamba torban dizlerinde… kelleci memedi hatırlıyor musun? sübyan koğuşundan. başı dört köşe, bacakları kısa ve kalın ve elleri ayaklarından… Read More »

Bi Sen Eksiktin Ay Işığı

bileklerimizi morartmiş yeni alman kelepçeleri, otobüsün kaloriferleri bozuldu kamandan sonra sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik, başımızda perensip sahibi bir başçavuş. niğde üzerinden adana cezaevine gidiyoruz… bi sen eksiktin ayışığı gümüş bir tüy dikmek için manzaraya!