Tag Archives: ya

Zaman Kekemeydi

gün bitti, elindeki güller de soldu anımsanacak neler kaldı bugünden paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak belki bir türkü söyleriz geceye karşı saçlarını tarazlayan bir şafak olur zaman kekemeydi ve tarihe sızan soytarılar gördük genç ömrümüzde ölüm peşimize düşende bir göçebeydik suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına bütün sığınaklar uçurumlara açılırdı rüzgar suyu soğutsun su terli bedenlerimizi ve aşkı… Read More »

Özletiyor Seni Bu Yağmurlar

burada yağmur yağıyor aralıksız yağıyor günlerdir ama sen yine de şemsiyeni almadan gel ilk otobüsle buğulanan camlara usulca yüzünü çiziyorum ki yüzün bir yağmur damlası olup düşüyor yapraklarına gülün güller de bozamıyor bu uzun karanlık sessizliğini kentin anılarını yitiriyor sokaklar bezirganlaşıyor bulvar ışıkları tarih de kekemeleşiyor bazan ki o zaman aşktır tek bilici aşksa yürümek… Read More »

Kül Olan

bu kentte sorular yasaklanmıştır böyle diyorlar fısıldarcasına ve ürkek ve diyorlar ki gidip anlatılsın bir kez çare düünsün tarih denilen bilici gidip anlatılsın beklenen yolculara aşklar küllenmeden ve beynimizi büsbütün kemirmeden veba yetişsin durmadan yolu gözlenen bu kentin sorusunu yanıtla ey yanılmaz olan kahret ya da ışıklandır ve de ki: -siz ki yangın yıllarından geliyorsunuz… Read More »

Anısı Biz Olalım Bu Sokakların

anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen biz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karatma biter akasyalar köpürür birdenbire ve her avluda adınla anılan çiçekler sulanır akşamüstleri bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü bir fincan kahve… Read More »

Acıya Alışılmaz

hangi çığlık bir çığ gibi yarıyorsa gecenin gerilmiş karnını bu saatte acı tükenip bitmiştir orada artık çırılçıplaktır tarihin bu sayfası fiziğin armağan ettiği bu teller keçeleştirirken cinsel organımı haykırıyorum insan olduğumu ve çatlatıyor alnımın en gergin teli

Yenildik

yenildik; Şimdi kim bilebilir zakkumun o kekre tadını bizim kadar tenimize sinmiş sülfür kokusunu soluğumuzdaki cıvayı kim duyar İntikamcıydı bilim, sezgimizse gölgesi sulara vuran bir ceylan neyi yaşamışsak ömrümüz diye derimize yazdı o vak?anüvis kehribar saplı bir hançerle kehânet kuyularında sınandık terkettiğimiz her şehir yakıldı anıtlar dikildi kahhar ve kutsal zamansa bir karadeliğe dönüştü belleğimizin… Read More »