Gözyaşı
Ödünsüz bir sobanın yanında titreyen çocuğu görse yağmur gözyaşlarını odaya tavanarasındaki delikten usulca bırakır
Ödünsüz bir sobanın yanında titreyen çocuğu görse yağmur gözyaşlarını odaya tavanarasındaki delikten usulca bırakır
kestik artık umudu yağmurdan yürek biçimini alsa da gökyüzündeki küçük bulut
tozlu bir şemsiye durur çatı katındaki odanın kuytu bir köşesinde kumaşındaki eski yağmurların hüzünlü kokusuyla anımsar mısın bilmem yağmurun bardaktan boşanırcasına yağdığı o günü hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza dudaklarımla hesaplamıştım yüz ölçümünü nicedir sokağa çıkarmıyorum şemsiyeyi korkuyorum çünkü kapısı açık kafesinden uçan bir kanarya gibi beni ikinci kez terk etmenden yanıt alamayacağımı bilsem de… Read More »
birdostun sıcaklığın Öylesine yaslamak istiyorumki başımı ya omzunu uzat sevgilim ya da telleri kopuk bir kemanı kanadının altına sığınacak bir kuş arayan eskimiş saçak gibiyim sensiz yada bütün balinalarının kıyıya vurup intahar ettiği bir deniz bir hitit çanağıyım toprağa gömülü ve sen İlk kazısını yapan bir arkeolog ürkekliğiyle ellerinin arasına al beni tek dileğimdir çünkü… Read More »
bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktiği çukuru güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin dogrulugu kadar beni senin gibi bir de annem terketmisti ki göbegimde durur onun yoklugundan bana kalan çukuru……..
yaşlı bir devrimci düşürmez hiç ağzından özgürlük kelimesini ve yatmadan önce bir bardak su yerine denize bırakır takma dişlerini……..