değil birkaç
değil beş on
otuz milyon
aç
bizim!
onlar
bizim!
biz
onların!
dalgalar
denizin!
deniz
dalgaların!
değil birkaç
değil be on
30.000.000
30.000.000!
açlar dizilmiş açlar!
ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
sıska cılız
eğri büğrü dallarıyla
eğri büğrü ağaçlar!
ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
açlar dizilmiş açlar!
bunlar!
yürüyen parçaları
o kurak
toprakların!
kimi
kemik
dizlerine vurarak
yuvarlak
bir karın
taşıyor!
kimi
deri… deri!
yalnız
yaşıyor
gözleri!
uzaktan
simsiyah sivriliği
nokta nokta uzayıp damara batan
kocaman balı bir nalın çivisi gibi
deli gözbebekleri,
gözbebekleri!
hele bunlar
hele bunlarda öyle bir ağrı var ki,
bunlar
öyle bakarlar ki!…
ağrımız büyük!
büyük!
büyük!
fakat
artık imanımıza inemez tokat!
demirleşti bağrımız,
çünkü ağrımız
30.000.000
deli gözbebekleri!
gözbebekleri!
ey
beni
ağzı açık
dinleyen adam!
belki arkamdan bana
bu kalbini
haykırana
-kaçık-
diyen adam!
sen de eğer
ötekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
sözlerime
bak bari gözlerime;
bunlar:
deli gözbebekleri!
gözbebekleri!