her sey guzeldi bir zaman, cok once
sehirler, insanlar, gunes deniz
mutlulugumu gorebilirdiniz
cokmeseydi icime bu son gece
her sey bir anda bitmeseydi, yazik
olmasaydi gencligime aptalca
belki de o yerlere varirdik
o uzak daglara ulu: koskoca
orada her sey degisirdi belki
acardi umutlarimiz bakarsin
ates rengi, kan rengi guller gibi
topraginda kimbilir hangi askin
oysa simdi nerdeyiz, neyiz bak
her umut belirtisinden uzagiz
o sevilmis gozlerde saf ve berrak
bir ayna bile yok bakacagimiz
her sey kursuni bir renk almis, soguk
bozkirlardir uzayan onumuzde
kime baksan o yuz: veremli, soluk
tek mavi kalmamis gokyuzumuzde
her yerde bitmisligi guzelligin
kum kamyonlari putreller betonlar
sonra ta besikten mezara deggin
sifirlar, yuzler, binler ve milyonlar
hadi ol bakalim olebilirsen
zincirlerle bagliyken yasamaya
omuzla yukunu, hadi yalniz sen
isterse gucun olmasin tasimaya
yenik dusmusuz iste gercek ortada
cokmus boynumuza zulmun elleri
bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
bir mahkum gibiyiz kac yildan beri
yargic hukmunu coktan vermis oku
boynundaki yasamak fermanini
yasamak sonra olmek; iki korku
geri getirmezken bir anini
terkedilmis sehirleri bilirsin
bilirsin gomulmus uygarliklari
ve dusun ki; patlamasi bilincin
yirtmaya yetmiyor karanliklari
oyleyse cek sapla goge bicagini
de ki; benim isim tanriliktan guc
benim hem yuksek, hem en asagi
iste ellerimde sonsuzluk ve hic
de ki; omur verdin; en buyuk yalan
de ki; beden verdin; ici bos ve kof
iste! yuce eserin, iste insan
ve yirt gogsunu, bagir: of tanrim of.