Çıktım erik dalına
anda yedim üzümü
bostan ıssı kakıyıp
der ne yersin kozumu
uğruluk yaptı bana
bühtan eyledim ona
Çerçi de geldi aydur
hani aldın gözünü
kerpiç koydum kazana
poyraz ile kaynattım
nedir diye sorana
bandım verdim özünü
İplik verdim cullaha
sarıp yumak etmemiş
becid becid ısmarlar
gelsin alsın bezini
bir serçenin kanadın
kırk katıra yüklettim
Çift dahi çekemedi
Şöyle kaldı kazanı
bir sinek bir kartalı
salladı vurdu yere
yalan değildir gerçektir
ben de gördüm tozunu
bir küt ile güreştim
elsiz ayağım aldı
güreşip başamadım
gövündürdü özümü
kafdağından bir taşı
Şöyle attılar bana
Öylelik yola düştü
bozayazdı yüzümü
balık kavağa çıkmış
zift turşusun yemeğe
leylek koduk doğurmuk
baka şunun sözünü
gözsüze fısıldadım
sağır sözüm işitmiş
dilsiz çağırıp söyler
dilimdeki sözümü
bir öküz boğazladım
kakladım sere kodum
Öküz ıssı geldi der
boğazladın kazımı
bundan da kurtulmadım
nideyim bilemedim
bir çerçi de geldi der
kani oldum gözgümü
tosbağaya sataştım
gözsüz sepek yoldaşı
sordum sefer nereye
kayseriye azami
yunus bir söz söylemiş
hiç bir söze benzemez
münafıklar elinden
Öter mana yüzünü