bir suçu bir defa islersin, bin defa ölürsün…
bu hayati bir defa yasarsin, bir defa ölürsün…
anilar unutulmaz gibi olur, sürer seni çikmaz sokaklara…
yalniz kalirsin, anlarsin çok geç oldugunu..
bakarsin bos gözlerle duvarlara,
ve bir endise kaplar yüregini,
girerken ölümün küçük ve penceresiz odasina.
Çocukluk günlerin gelir aklina, aglarsin.
bir salincakta sallandigin günleri hatirlarsin.
dün gibidir, yillar önce yasadiklarin.
bir defa daha unutmaya çalisirsin,
hiç yasanmamis gibi olmasini istedigin anilari.
yasadigin yillarin kaç gün ettigini hesaplarsin…
dakikalar yavas gelir, baslarsin saniyeleri saymaya.
los bir odada hareketsiz kalirsin.
bir fisiltidan, kulaklarinda yankilanan hisirtidan,
adeta korkarsin kimildamaktan.
kalp atislarin yavaslamis gibidir..
her atistan sonra daha da yavaslamis gibi gelir.
perdenin kösesinden bir isik sizar içeri..
mat gözlerinde oynasir, gözyasi gibi, serâp gibi..
Âhina izdirap katan korku misali…
tek arkadasin tavanda ki çizik olmustur…
sen ona bakarsin o da sana.
gözlerinin yorgunlugu tabiata siner.. birden kis olmustur…
iste bu halim senden geriye kalan, diye inlersin için için.
göz kapaklarin bir daha açilmazcasina kapani verdigi an.