maltepe askeri cezaevinin avlusunda
sisler içindeki büyükadanın karşısında
oturmuş yazarım bu şiiri
eylül başlarında bir cumartesi sabahı
lodos titretiyor ağaçları
yağmur geceden yıkamış çiçekleri
gökyüzü mavi, bulutlar beyaz
ardından baharın geçti koca bir yaz
hapisteyiz hala ve güzün ilk serinlikleri
avlunun dört yanı dikenli teller
tellerin gerisinde nöbetçiler bekler
kapanır uykusuzluktan gözleri
on gündür çocuk sesi duymadım
Özledim “baba” deyişini kızımın
Özledim beni görünceki sevincini…
hayatım benim, kırk yıllık hayıtım
seni başarabildiğimce dürüst yaşadım
İçim burada da pırıl pırıl şimdi
geçeer, güzelim, bu günler de geçer
sökülüp atılır dikenli teller
koparır halk bir gün zencirlerini