Şeyh Said Gerçeği Bölüm-2: Özerk Kürdistan

By | April 4, 2010

ÖZERK KÜRDİSTAN

30 Ağustos 1922’deki büyük utkudan sonra Gazi Mustafa Kemal 14 Ocak günü bir yurt gezisine çıkmıştı. Yurt gezisinin Eskişehir’den sonraki durağı İzmit’ti. 16/17 Ocak günü Gazi Mustafa Kemal Körfeze bakan tepe üzerindeki “İzmit Kasrı” nda İstanbul’dan gelen gazetecilerle konuşuyordu.

Mustafa Kemal, Musul ve Kürtler

Akşam gazetesi yazarı Falih Rıfkı (Atay)’nın bir sorusu üzerine Gazi Paşa Musul ve Kürtler konusuna değiniyordu. Mustafa Kemal “Musul” diyordu, “Ulusal sınırlarımız içindedir. Bu ulusal sınır deyişini de ben bulmuştum.”14

Konuşmasına şöyle devam etmişti:

“… Musul’u da kendi topraklarımız içine alan sınıra ulusal sınır demiştim. Gerçekten o zaman Musul’un güneyinde bir ordumuz vardı. Fakat biraz sonra bir İngiliz kumandanı gelmiş ve İhsan Paşa’yı aldatarak orada oturmuş. Musul bizim için çok önemlidir. Birincisi, Musul’da sınırsız servet oluşturan petrol kaynakları vardır.”

Musul’un ulusal sınırlar içine alınmasını gerektiren ikinci nedeni Mustafa Kemal şöyle açıklıyordu.

“ … İkincisi onur kadar önemli olan Kürtlük sorunudur. İngilizler orada bir Kürt hükümeti kurmak istiyorlar. Bunu yaparlarsa, bu düşünce bizim sınırlarımız içindeki Kürtlere de yayılır. Buna engel olmak için sınırı güneyden geçirmek gerekir…”

Mustafa Kemal, o gün “Kürt özerkliği” konusuna değinmişti. Ancak, konuşmanın bu bölümünün yayınına 12 Eylül dönemindeki tarih kurumu yetkilileri izin vermemişlerdi. Bu konuşma 2000’e Doğru Dergisi’nce 1987 yılında yayınlanacaktı. 15“Tarih Kurumu-Atatürk ve Devrim Araştırma Merkezi”  mührünü taşıyan 1089 giriş numaralı tutanağın 15 sayfası yayınlanmamıştı. Yayınlanmayan sayfalar Gazi Paşa’nın Kürtlere özerlik verilmesi ile ilgili bölümleri kapsıyordu.

Neler konuşulmuştu o gün?

Atatürk’e Soru ve  onun Cevabı

Vakit Gazetesi başyazarı Ahmet Emin (Yalman), Paşa’ya “Kürt sorununa değinmiştiniz” diye giriyor ve yanıtı 64 yıl gizlenen şu soruyu soruyordu.

“__ Kürtlük sorunu nedir? Bir iç sorun olarak değinseniz iyi olur.”

Gazi Paşa’nın yanıtı şöyleydi:

“__ Kürt sorunu, bizim, yani Türklerin çıkarları için kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bizim ulusal sınırlarımız içinde Kürt öğeleri öylesine yerleşmişlerdir ki, pek sınırlı yerlerde yoğun olarak yaşarlar. Bu yoğunluklarını da kaybede ede, Türklerin içine gire gire öyle bir sınır oluşmuştur ki Kürt adına bir sınır çizmek istersek Türkiye’yi mahvetmek gerekir. Örneğin, Erzurum’a giden Erzincan’a, Sivas’a giden Harput’a kadar giden bir sınır çizmek gerekir. Ve hatta Konya çöllerindeki Kürtleri de göz önünde tutmak gerekir.”

Mustafa Kemal’in Kürt konusundaki gözlemi bu idi. Peki nasıl bir çözüm düşünüyordu?

“__ Bu nedenle başlı başına bir Kürtlük düşünmekten çok Anayasamız gereğince zaten bir çeşit özerklik oluşacaktır. O halde hangi bölgenin halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak yöneteceklerdir. Bundan başka Türkiye’nin halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade etmek gerekir. İfade olunmadıkları zaman bundan kendileri için sorun çıkarırlar. Şimdi BMM hem Kürtlerin hem de Türklerin yetkili temsilcilerinden oluşmuştur. Ve bu iki öğe bütün çıkarını ve bütün yazgılarını birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmek doğru olmaz.”

1921 Anayasası da 21. Maddesiyle illerin “ Manevi kişiliğe ve özerkliğe sahip olacaklarını söylüyorlardı.”

Madde şöyle idi:

“ __ İl yönetimi yerel işlerde manevi kişilik sahibidir ve özerktir. Dış ve iç siyaset, dinsel, adli ve askeri işler, uluslararası ekonomik ilişkiler ve birçok ili ilgilendiren işler dışında, hükümetin önerisi üzerine Büyük Millet Meclisi’nce çıkarılacak yasalar gereğince Evkaf, medreseler, eğitim, sağlık, ekonomi, tarım, bayındırlık, sosyal yardım işlerini düzenlemek il kurullarının yetkisindedir.”
[14] Uğur MUMCU, a.g.e, s.159
[15] Uğur MUMCU, a.g.e, s.47

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *