ŞEYH SAİD HALKA KARIŞIYOR
Kürtlerin niyetini yakından, ama sessizce izleyen Ankara daha hazırlık aşamasında iken bastırmak üzere, 1924 sonbaharında hareketin liderleri Halit Bey ve Bitlis eski milletvekili Yusuf Ziya Bey’i tutuklamıştı. Sıra etkin liderler Şeyh Said ile Seid Abdulkadir’e gelmişti.
Ankara, bu işi de gürültü çıkarıp halkı uyandırmadan sessizce yapmak istiyordu. Nitekim Halit Bey’in tutuklanmasından bir süre sonra, Şeyh Said’in Kolhisar’daki evinin kapısını çalıyorlardı. Gelen askerler Bitlis’te tutuklu bulunan Halit Bey’in bazı açıklamalarının bulunduğunu bunların doğruluğunu araştırmak için ifadesine başvurma gereğinin duyulduğunu söyleyerek tanık olarak ifadesinin alınması için Bitlis’e davet ediyorlardı.
Mevsim kıştı. Kar kalınlığı yer yer metreleri buluyordu. Hınıs’tan Bitlis’e işleyen araç yoktu. Tek yolculuk aracı attı. Atlarınsa, kar denizinde adım atma imkânları yoktu.
Bu durumda Şeyh Said’in yürüyerek gitmesi gerekiyordu. Şeyh, kar ve kış koşullarını hatırlatarak üstelik grip olduğunu bildirerek, eğer amaç “ ifadeye başvurmaksa” bunu Hınıs’da da yapabileceğini, dolayısıyla Bitlis’e gitmesinin gereksiz olduğunu söylüyordu.
Yasaya göre uzaktaki dava tanıkları en yakın mahkemede ifade verebiliyorlardı. Şeyh’in yasayı hatırlatması, zorunluluk kapısını kapatmıştı. “Tanıklık etmesi için” kapısına gelenler, Ankara ile temastan sonra, Hınıs’ta ifadesinin alınmasına karar veriyorlardı.21
Şeyh Hınıs’taki mahkemede ifade verdikten sonra serbest bırakıldı, ama göz hapsinde tutuluyordu. Köyü, evi, yolu denetim altına alınmıştı. Evinin çevresi ajan kaynıyordu. 22
Yakınlarının anlattığına göre Şeyh, her an tutuklanabileceği ihtimali ile kuşatma altında yaşamaktan rahatsızdı. Evinde, eli kolu bağlı biçimde oturup, kaderini bekleyerek Halit Bey’in akıbetine uğramak da vardı.
Daha birkaç ay önce Halit Bey Erzurum’daki evinde göz hapsine alındığında “orada oturup insanlarla sohbet edeceğine, halka karış” diye uyaran, Erzurum’dan ayrılmasını isteyen kendisiydi. Şimdi aynı hataya düşmek istemiyordu. 23
Şeyh Said, kolay av olmaktansa halka karışmaya karar veriyor ve kararını uyguluyordu.
Halit Bey’de ceza evinden gönderdiği bir mesajla aynı akıbeti yaşamaması için Şeyh’i uyarmıştı. 24
Melle Selim (Taş), dönemin tanıklarından idi. Kendisiyle yapılan görüşmede, o da Halit Bey’in Şeyh’e mesaj çektiğini doğruluyor.
Görüşmedeki bu mesajı aynen aktarıyorum;
“Halit Bey cezaevindeyken bir yolunu buluyor, Şeyh Said’e bir mektup yazıp ulaştırıyor. Mektup Kürtçe, mektubunda; Bitlis’e gelmemesini çünkü ifadesini alma bahanesiyle halktan koparıp tutuklamak istediklerini, ele geçmemesi için biran önce Hınıs’tan ayrılıp izini kaybettirmesini öneriyor. Ama mektubun sonraki bölümünde bir başka öneride bulunuyor: Kış vaktinde harekete geçmeyin. Baharı, dağların misafir kabul zamanını bekleyin. O zaman yiğitleri dağa çıkarın.”
Şeyh Said’in torunu Abdulmelik Fırat ile yapılan bu doğrultuda yapılan görüşmeyi de aynen aktarıyorum:
“Şeyh Said evinde göz hapsinde. Tutuklayacakları kesin. Her an kapısını çalabilirler. Bunun üzerine, Kol hisar’dan ayrılmaya karar veriyor. Günlerden Cuma. Her zaman Cuma namazını kıldığı Kol hisar camisine gitmiyor o gün. Hınıs’a iniyor. Cemaate namaz kıldırıyor ve hemen ardından da atına binip yola çıkıyor.”
Melle Selim devam ediyor:
“Şeyh Said’in köyünden çıkıp halka karışmasıyla birlikte, isyan hazırlıklarının gizlisi saklısı kalmamıştı. Çalışmalar açıklık içinde yürütülüyordu. Şeyh toplantılarda Türk Devletinin hazırlık ve niyetlerinden haberli olduğunu söylüyor. İlkbaharda ayaklanmak üzere eli silah tutan herkesi silah ve at temin edip beklemesini istiyordu.”
Şeyh Said’in ayağa kalkması heyecanı artırıyordu. Atlı gruplar, Şeyh Said’den ağa, bey ve şeyhlere haber ulaştırıyor, kimileri köyleri dolaşarak, silahlanıp Şeyh’in emrini beklemelerini bildiriyordu.25