“bir ölüm uzaklardan vurur yollara bizi
bilge bir yalnızlığa serer hikayemizi
kırık bir kkırlangıcı dağlara çeker beyaz
kapanır bir ustura, dindirir öfkemizi…”
-sefa kaplan-
i
fırlatmıştım kalbimi uzağa, en uzağa
denk gelir de rastlar diye bir yıldıza
yanılıp susturdum ağrımın çağrısını
çağrımın köhnemiş ağrısını
“aldırma!” dedim oğlum: yine dağdır dağ
konup göçen kurdun kuşun rağmına
ayazda da, güneşte de yine dağ!
yazılırken
ayrılık
kentin küskün ağaçlarına
tüllerine, pervazlarına ve varoşlarına
yazılırken
kederlerin pasına
yapayalnız yasına
yazılırken
bazen şarap tadına
aşkların büyülü şarkısına
ihanetin hiç dinmeyen yasına
ve bir ömür bakılırken
üç saniyede çekilen fotoğraplara
“aldırma!” dedim yamruğum vurup omzuma
yine dağdır dağ!
ezberinde kaç defnenin, kaç mavzerin masalı
kaç kurşunun, kaç çığlığın hüsranı?